Diyabet - Şeker Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

diyabet şeker hastalığı

‘Diabetes Mellitus’ diğer adıyla ’Diyabet’ ya da ‘Şeker Hastalığı’ vücudun kan şekerini (glukoz) nasıl kullandığı ile ilgili bir grup hastalıktır. Glukoz, kasları ve dokuları oluşturan hücrelerin enerji kaynağıdır. Ayrıca beyinin de ana enerji kaynağıdır.

Diyabet Metabolizma Sorunudur

Diyabet metabolizma sorunu olarak değerlendirilir. Metabolizma vücudun tüketilen yiyecekleri enerji ve gelişim için kullanması olarak tanımlanabilir. Tükettiklerimizin çoğu glukozlara ayrılır. Glukoz kandaki şeker türüdür ve vücudun ana enerji kaynağıdır. Yiyecekler tüketildiğinde, glukoz kan akışına karışır ve böylece hücreler glukozu enerji ve gelişme için kullanırlar. Fakat glukoz hücrelere insülin yardımı olmadan giremez, sadece insülin kullanılarak glukoz hücrelerde kullanılabilir hale gelir.

İnsülin, pankreasta üretilen bir hormondur. Yiyecekler tüketildikten sonra pankreas tarafından insülin salgılanır ve bu şekilde glukoz hücrelere girerek kandaki glukoz yani şeker miktarı düşer.

Diyabetli kişilerde kandaki glukoz miktarının çok fazla artış gösterdiği durumlar vardır. Bunun sebebi, vücudun yeterli miktarda insülin üretmemesi, vücudun hiç insülin üretmiyor olması, hücrelerin üretilen insüline doğru şekilde tepki vermiyor olması ya da insülini kullanamıyor olması olabilir. Bunun sonucu olarak; kanda çok fazla şeker birikir. Fazla şeker idrar yoluyla vücuttan atılır. Yani diyabet, kanda çok fazla şeker olmasına rağmen vücudun, glukozdan enerji ve gelişim gibi faaliyetler için yeterince faydalanamıyor olması olarak açıklanabilir.

Sonuçları farklı olsa da, hangi tür olursa olsun diyabet ya da şeker hastalığına sahip olmanız, kanınızda fazla şeker var demektir. Çok fazla şeker ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.

Kronik diyabet genel olarak tip 1 ve tip 2 olarak ikiye ayrılır. Bunların haricinde, kan şekerinin kontrol edilebildiği ya da normalden fazla olmasına rağmen, şeker hastalığı olarak kabul edilemeyecek seviyelerde olduğu, ‘Prediyabet’ ve hamilelik döneminde, bebek doğana kadar görülen, gebeliğe bağlı şeker hastalıkları vardır.

3 çeşit şeker hastalığı vardır. (Prediyabeti olan kişiler Tip 2 Diyabet Hastalığına adaydır.)

Tip 1 Diyabet

Vücut insülin üretimi yapmaz. Bazı kişiler bu duruma; insüline bağlı diyabet, çocuklarda diyabet ya da erken ortaya çıkan diyabet olarak açıklar. Genelde tip 1 diyabet, 40 yaşından önce ortaya çıkar.

Tip 1 diyabet, tip 2 diyabet kadar çok görülen bir hastalık değildir. Diyabet hastalarının yaklaşık %10’u tip 1 hastasıdır. Tip 1 diyabet hastaları, hayatları boyunca insülin iğnelerine ihtiyaç duyarlar. Ayrıca kan şekerini belirli aralıklarla ölçerek, düzenli olarak kontrol etmeleri ve özel bir diyet takip etmeleri gerekir.

Tip 2 Diyabet

Vücudun etkili şekilde fonksiyon göstermesi için yeterli miktarda insülin üretememekte ya da vücut insüline tepki vermemektedir (insülin direnci).

Tüm dünyada, yaklaşık olarak tüm diyabet hastalarının %90’ı tip 2 diyabete sahiptir.

Bazı hastalar kilo vererek, sağlıklı bir diyet uygulayarak ya da düzenli spor yaparak ve tabiki aynı zamanda kan şekeri seviyelerini kontrol ederek, tip 2 diyabeti kontrol edebilmektedir. Fakat tip 2 diyabet zamanla kötüleşen ve sonunda tablet şeklinde insülin alınmasına kadar ilerleyen bir hastalıktır.

Kilolu ve obez kişilerin, sağlıklı vücut ağırlığına sahip kişilerle karşılaştırdığında, tip 2 şeker hastalığına sahip olma olasılığı daha fazladır. Özellikle iç yağlanma, göbekte yağlanma ya da karın yağlanmasına sahip kişiler daha fazla risk sahibidir. Kilolu ya da obez olmak, vücudun kardiovasküler ve metabolik sistemini bozan kimyasallar üretilmesi demektir.

Aşırı kilolu olmak, fiziksel aktivitelerden uzak bir yaşam ve yanlış beslenme gibi yanlışların tümü, tip 2 diyabet oluşumuna neden olur. Günde sadece 1 bardak gazlı ya da şekerli içecek içmek, tip 2 diyabet oluşumunu %22 arttırır. Bilim adamlarının yaptığı araştırmalara göre; asitli ve şekerli içeceklerin vücuda olan etkisi sadece kilo artışı değil, tip 2 diyabet oluşumu riskine olan direkt katkısıdır.

Yaşlandıkça tip 2 diyabet oluşma riski artmaktadır. Uzmanlar neden böyle risk oluştuğu hakkında emin değil, fakat sebebinin yaş ilerledikçe alınan kilolar ve daha az hareketli hayat olduğunu belirtmektedirler. Tip 2 diyabet hastası bir akrabası olanların, tip 2 diyabet olma olasılığı daha fazladır.

Düşük testesteron seviyesine sahip erkeklerin, tip 2 diyabet olma olasılığının yüksek olduğu bulunmuştur. İskoçya’da bulunan Edinburgh Üniversitesi’nden uzmanlar, düşük testesteron seviyenin insülin direncine bağlı olduğunu bulmuşlardır.

Prediyabet Nedir?

Tip 2 diyabet hastalarının büyük çoğunluğu prediyabet hastasıdır. Kandaki şeker miktarı normalden fazladır. Fakat ‘diyabet’ olarak tanı koyulabilecek kadar yüksek değildir. Vücuttaki hücreler insüline karşı direnç kazanmaktadır.

Araştırmalar, prediyabet döneminde dahi dolaşım sisteminin ve kalbin kandaki fazla şekerden zarar gördüğünü göstermiştir.

Nasıl Karar Verilir? Diyabet, Prediyabet ya da Hiçbiri

Doktorlar hastaların normal bir metabolizma, prediyabet ya da diyabetten hangisine sahip olduğunu öğrenmek için 3 farklı testten faydalanırlar.

A1C testi

– %6.5 ve üzeri: Diyabet

– %5.7 ile %5.99 arası: Prediyabet

– %5.7’den az: Normal

Açlık Kan Şekeri Testi

– 126 mg/dl ve üzeri: Diyabet

– 100 mg/dl ile 125,99 mg/dl arası: Prediyabet

– 100 mg/dl’den az: Normal

Tokluk Kan Şekeri

– 200 mg/dl ve üzeri: Diyabet

– 140 ile 199,9 mg/dl arası: Prediyabet

– 140 mg/dl’dan az: Normal

Gebeliğe Bağlı Şeker Hastalığı (Gestational Diabetes)

Gebeliğe bağlı şeker hastalığı, kadınları hamilelik döneminde etkiler. Bazı hamileler vücutlarında yüksek oranda glukoza sahiptir. Vücutlarında bulunan insülin, glukozu hücrelere taşımak için yeterli seviyede değildir. Buna bağlı olarak glukoz seviyelerinde artış olur. Gebeliğe bağlı şeker hastalığı, hamilelik sırasında teşhis edilir. Gebeliğe bağlı şeker hastalarının çoğunluğu, hastalığı yeterli spor ve etkili diyetler ile kontrol edebilir. %10 ila %20 arası şeker hastaları, kan şekeri kontrolü için ilaç kullanmak zorundadır. Teşhis konulmayan ya da kontrol edilmeyen gebelik dönemi şeker hastalığı, doğacak bebeklerde sağlık sorunlarının yaşanmasına neden olabilir.

Harvard Üniversitesi’nden bilim adamları, hamilelikten önce hayvansal yağları fazla tüketen, yüksek kolesterol sahibi annelerin ve hayvansal yağları az tüketen, düşük kolesterolü olan annelerin gebelik şekerine yakalanma olasılığının daha yüksek olduğunu bulmuştur.

Tip 1 Diyabet ve Tip 2 Diyabet Arasındaki Farklar

Genel olarak iki çeşit diyabet vardır. İnsülin üretiminde, kullanımında ya da her ikisinde gerçekleşen sorunlardan ortaya çıkar. İnsülin, glukozu hücrelere taşımakla sorumlu bir hormondur. Kanda aşırı şeker olduğunda, pankreastan insülin hormonu salgılanır, insülin hormonu karaciğere sinyaller yollar ve karaciğer fazla şekeri glikojen olarak depolar. İnsülin ayrıca uzun süre enerjiyi yağ olarak saklamak için yağ dokularını uyarır. İnsülin algılayıcılar vücuttaki tüm kaslarda bulunur. Sağlıklı bir kişinin kanında şeker oranı fazla değişkenlik göstermez ve 70 mg/dL. ile 110 mg/dL. arasındadır.

Tip 1 Diyabet: Tip 1 diyabet ya da insüline bağlı diyabet, otoimmün, yani vücudun kendi içinde oluşan bir sorundur ve vücut insülin üretimin sağlayan hücreleri (beta-hücre – β- hücre) yok eder. Tip 1 diyabet, tüm diyabet vakalarının %5 ila %10’unun oluşturmaktadır. Vücut insülini yeterli miktarda üretemediği için dışarıdan alınması gerekmektedir.

Tip 2 Diyabet: Tip 2 diyabet diğer adıyla insüline bağlı olamayan diyabet, vücudun mevcut insülini yeterli ve etkili şekide kullanamaması ve zamanla insüline karşı direnç oluşturması ile ortaya çıkar. Belirli aşamalardan geçerek ilerleyen bir hastalıktır. Erken safhada, insülin seviyesi de kan şekeri seviyesi de artabilir (sırasıyla hiperinsülinemi ve hiperglisemi) ya da insülin seviyesi ve kan şekeri seviyesi düşebilir. Çok az kişi farkında olsa bile tip 2 diyabet tedavisi hastalığın safhalarına uygun olarak ayarlanmalıdır.

Tip 2 diyabet için risk faktörleri arasında; yaşlanma, obezite, aile geçmişi, spor yapmamak, ırk ve glukoz metabolizması bozuklukları vardır. Tip 2 diyabet, yüksek tansiyon, aşırı kiloluk gibi bazı metabolik hastalıklar içinde ana sebeplerden biri olabilir.

Tip 1 ve Tip 2 Diyabet Arasındaki Genel Farklılıklar

Tip 1 Diyabet

  • Çocukluk döneminde teşhis edilir
  • Vücut kilosuyla bağlantılı değildir
  • Teşhiste normalden yüksek ketane seviyeleriyle bağlantılıdır
  • İnsülin iğneleri ve insülin pompasıyla tedavi edilir
  • İnsülin alınmadan kontrol edilemez

Tip 2 Diyabet

  • Genellikle 30 yaşından sonra tanı koyulur
  • Aşırı kilolar ile bağlantılıdır
  • Yüksek tansiyon ve/veya kolesterol ile bağlantılıdır
  • Başlangıçta ilaçsız tedavi edilir
  • Çoğu zaman diyabet ilaçlarını bırakmak mümkündür

Tip 1 ve Tip 2 Diyabet Testleri Aynı Mıdır?

Tip 1 ve Tip 2 diyabet kontrolu için kullanılan testler, açlık şekeri testi, hemoglabin A1C testi ve glukoz tolarans testidir. A1C testi, geçmiş aylardaki kan şekeri ortalaması ölçmek için kullanılır. Glukoz tolerans testi, şekerli bir şey içtikten sonra kan şekerini ölmek içindir.

Tip 1 diyabet teşhisi için kullanılan testler, tip 2 diyabet testi için kullanılan testlere benzerdir. Antikor için test yapılır. Bu şekilde tip 1 diyabet ya da tip 2 diyabet kararı verilir.  Tip 1 diyabet, vücudun kendi savunma sistemi, pankreastaki insülin üreten hücreleri yok etmek için antikor üretir ve bu antikorlar kan testi ile bulunabilir. Doktorunuz tip 2 diyabeti, bulgular ve obezite ya da aile geçmişi gibi risk faktörlerini inceleyerek test etmek isteyebilir.

Diyabetin Neden Olduğu Sorunlar

Diyabet tedavi edilmezse bir dizi sağlık sorunlarına ve hastalıklara neden olur. Yüksek kan Şekeri kan damarlarına, sinirlere ve organlara zarar verir. Kan şekeri seviyesinde oluşan küçük artışlar bile uzun vadede kötü sonuçlar doğurabilir.

1. Kalp Hastalığı ve Felç: Diyabet hastasıysanız kalp hastası olma ve felç geçirme olasılığınız 5 kat artmaktadır. Uzun süredir devam eden ve tam olarak kontrol edilmeyen yüksek kan şekeri seviyeleri, ateroskleroz yani damarların yağ ile tıkanmasına ya da daralmasına neden olur. Bu durum kalbe yeteri kadar kan gitmemesine ve göğüste acı veren ağrılara neden olan ‘anjina’ya neden olabilir. Ayrıca kalpteki ya da beyindeki bir damarda tıkanıklık meydana getirerek, kalp krizi ya da felç durumunun oluşması olasılığını arttırır.

2. Sinir Hasarı: Yüksek kan şekeri seviyeleri sinirlerdeki küçük kan damarlarına hasar verir. Bu hasar el ve ayak parmaklarından kol ve bacaklara doğru karıncalanma ve ağrıların oluşmasına neden olur. Ayrıca ayaklarda yaralara neden olan hissizlik oluşabilir. Periferik sinir sisteminde meydana gelen hasar ‘periferik nöropati’ olarak bilinen ve merkezi sinir sisteminin dışına uzanan, sinir sistemi hastalığı neden olur. Sindirim sistemi sinirlerinde meydana gelen hasar, baş dönmeleri, kusmalar, ihsal ve kabızlığa neden olabilir.

3. Şeker Hastalığı Retinopatisi: Şeker hastalığı retinopatisi, gözün arkasındaki ışığa duyarlı dokunun hasar görmesidir. Retinadaki kan damarları tıkanabilir, akıntı yapabilir ya da tehlikeli şekilde büyüyebilir. Bu ışığın retinadan tam olarak geçmesine engel olur. Tedavi edilmediğinde, görme sorunlarına neden olabilir. Yıllık göz kontrolleri bölgesel fotografik ünitelerle yapılır. Ciddi bir sorunla karşılaşıldığında, göz doktoruna gidilmesi istenebilir. Kan şekeri ne kadar iyi kontrol edilir ve en az zararsız seviyelerde tutulursa, ciddi bir göz sorunu oluşması o kadar çok önlenir. Şeker hastalığı retinopatisi, erken teşhis edildiğinde lazer tedavisi ile kontrol edilebilir. Fakat bu sadece mevcut görüşü muhafaza edecek ve görüşünüzü daha iyiye götürmeyecektir.

4. Böbrek Hastalığı: Böbreklerdeki kan damarlarının tıkanması ya da delinmesi durumunda, böbrekler tam olarak işlev gösteremez. Genellikle yüksek tansiyon ile bağlantılı bir durumdur fakat bu durumu kontrol etmenin tek yolu tedavi edilmesidir. Bazı nadir vakalarda böbrek hastalığı böbrek yetmezliğine neden olabilir ve böbrek yetmezliğini gidermek için diyaliz ya da böbrek nakli gibi tedaviler kullanılır.

5. Ayak Hastalıkları: Ayaktaki sinirlerin zarar görmesi küçük kesik ya da sıyrıkların fark edilmemesine ve bozuk kan dolaşımıyla birlikte bu kesik ve sıyrıkların ayakta yaralar oluşmasına neden olur. Diyabet hastası her 10 kişiden 1’inde ciddi enfeksiyon sorunlarına neden olan ayak yaraları meydana gelir. Diyabet hastalığınız var ise, ayağınızda meydana gelen ve uzun süreler iyileşmeyen kesik, sıyrık, kaşıntıları ya da şişkinlikleri incelemelisiniz. Ayrıca ayaklarınızı yılda 1 kez doktor kontrolünden geçirmelisiniz. Ayak muayenesinde yetersiz kan dolaşımı ve sinir hasarları ile karşılaşılırsa, ayaklarınızı her gün kontrol etmeli ve meydana gelen değişiklikleri doktorunuza yada hemşirenize bildirmesiniz.

6. Cinsel Sorunlar: Diyabet hastası erkeklerde, özellikle sigara içen, sinir ve damarlarında hasar oluşan erkeklerde ereksiyon sorunları oluşabilir. Bu sorunlar gerekli ilaçlar ile tedavi edilebilir. Diyabet hastası kadında; azalan cinsel istek, cinsellikten zevk almama, vajina kuruluğu, orgazm olamama ve cinsel birliktelik sırasında ağrı gibi sorunlar görülebilir. Vajina kuruluğu ya da ağrılı cinsel birliktelik gibi sorunlar yaşıyorsanız, kayganlaştırıcı ve su bazlı kremler kullanabilirsiniz.

7. Düşük ve Ölü Doğum: Diyabet hastası hamilelerde, diyabet hastası olmayan hamilere göre düşük ve ölü doğum yapma riski yüksektir. Kan şekeri seviyeniz, hamileliğin başlarında kontrol altına alınmadığında, bebeğin hastalıklı doğması ya da gelişim sorunları olması riski vardır.Diyabet hastası hamileler, doğum öncesi kontrolleri hastanede ya da diyabet kliniklerinde yaptırmalı ve kadın doğum uzmanı gözetiminde doğuma kadar ilerlenmelidir. Bu, kan şekeri seviyelerinizin yeterince incelenmesi, insülin yetersizliğinin kontrol altına alınması ve aynı zamanda bebeğinizin sağlıklı gelişmesi için önemlidir.

Diyabet Nasıl Tedavi Edilir, Önlemleri Nelerdir?

Tip 1 Diyabet: Sorunları Yok Etmek için 8 Yol

Tip 1 diyabet, vücudun insülin üretmiyor olması demektir. İnsülin olmadan kanda çok fazla şeker birikir. Bu durum sinirlere, kan damarlarına zarar vererek ciddi sağlık sorunlarının oluşmasına neden olur.  Tip 1 diyabet ile baş ederken dikkatli davranmalısınız, aksi durumda vücudunuzda ciddi sorunlar oluşur.

  • Böbrek Hastalıkları
  • Kalp Hastalıkları
  • Ayak Sorunları
  • Göz Hastalıkları(Retinopathy)
  • Deri Hastalıkları
  • Diş Eti Hastalıkları

Tüm bu hastalıklara yakalanma riskinizi ortadan kaldıramazsınız fakat azaltmak için bazı şeyler yapabilirsiniz.

Dikkat Edilmesi Önemli!

1. Kan Şekerinizi Yönetin: Yüksek kan şekeri vücuda ciddi zararlar verebilir. İşte bu yüzden her gün kan şekerinizi kontrol etmelisiniz. Doktorunuza A1C testi yaptırmak istediğinizi belirtin. Bu 3 aylık sürede, kan şekerinizde meydana gelen değişiklikleri görmenizi sağlar. Diyabet kontrolu konusunda neler yapabildiğinizi, geniş bir açıdan görmenize yardım eder.

2. Diğer Testleri Yaptırın: Diyabet olmayan diğer insanlara göre kalp krizi ve felç gibi hastalıklara yakalanma riskiniz daha fazla fakat bu riski azaltmak için bazı adımlar atabilirsiniz. Tansiyonunuzu ve kolesterol seviyenizi sağlıklı seviyelerde tutun. Diyabet hastalarında bu ikisinin yüksek değerlerde olması çok genel bir durumdur, sık sık kontrol ettirmelisiniz.

3. Sağlıklı Beslenin: Kan şekerinizi kontrol etme, kalp ve böbrek sağlılığınızı korumak için daha akıllıca seçimler yapın. Lifli ve iyi yağlı yiyecekler tüketin ve kolesterol doymuş yağlar ve sodyum kullanmayın.

4. Hareket Edin: Spor yapmanız kan şekerinizi azaltmanıza sağlayacak ve kalp hastalıkları ve felç gibi ciddi sağlık sorunlarına yakalanma riskinizi azaltacaktır. Ayrıca tansiyon ve kolesterol sorunları için de faydalıdır. Yine de egzersiz yapmaya başlamadan doktorunuza sorun. Ağır kaldırmak ve yorucu egzersizler yapma konusunda sizi uyarabilir.

5. Ayaklarınızı Koruyun: Tip 1 diyabet ayaklarınızda aşınmalara ve yaralara neden olabilir. Ayrıca meydana gelebilecek sinir hasarları, ayaklarınızın hissizleşmesine ve böylece dokuların zayıflamasına ya da yok olmasına neden olabilir. Her gün ayaklarınızı olası kesikler, yaralar, kırmızı noktalar, tırnak enfeksiyonları ve hissiz bölgelere karşı inceleyin. Ayaklarınızı temiz ve yeterli seviyede nemli tutun. Tırnaklarınızı düzenli olarak kesin ve ayağınıza uygun çorap ve ayakkabı diyin. Çıplak ayak ya da ayağınızı sıkan ve rahatsız eden ayakkabılar ile dolaşmak rahatsız edici olabilir.

6. Ağız Bakımına Önem Verin: Yüksek kan şekeri bakterilerin ağız içinde büyümesini daha kolay hala getirir. Bu plak oluşumuna ve diş eti hastalıklarına neden olabilir. Dişlerinizi her gün fırçalayın ve diş ipi kullanın. Dişlerinizde oluşabilecek kırmızılıkları, gerginlikleri ve diş etlerinin iltihaplanmasına neden kanamaları kontrol edin.

7. Düzenli Muayene Olun: Düzenli kontroller yaptırın. Her yıl göz kontrolü ve 6 ayda bir diş kontrolü yaptırın. Ayrıca her yıl böbreklerinizi ve ayaklarınızı da kontrol ettirmelisiniz.

8. Alışkanlıklardan Kurtulun: Sigara içiyorsanız bırakın. Diyabet hastası olarak sigara içiyor olmak yapabileceğiniz en kötü şeylerden biridir. Hastalıklara yakalanma riskinizi arttırır. Böyle bir sorunla baş ediyorsanız, doktorunuzu görmelisiniz.

Tip 2 Diyabet Önlenebilir

Her ne kadar genleriniz tip 2 diyabet oluşumunda etkili olsalar da diğer mevcut risk faktörleriyle karşılaştırıldığında arka sıralarda bulunur. Yapılan Hemşire Sağlığı adlı bir araştırmaya göre; kadınlarda tip 2 diyabet hastalığının %90’ı; aşırı kilolar, egzersiz eksikliği, sağlıksız beslenme, sigara kullanımı ve alkol tüketimine bağlıdır.

85 bin evli hemşireden 3300’ü, 16 yıllık bir süreçte tip 2 diyabet hastası olmuştur. Düşük risk grubundaki kadınların, diyabet hastası olma oranı diğer kadınlara göre %90 daha azdır. Boy kilo indeksi %25’ten az, sağlıklı beslenen, günde 30 dakika ve daha fazla spor yapan, sigara içmeyen ve haftada yaklaşık 3 alkollü içecekten fazla tüketmeyen kişiler, düşük risk grubu olarak kabul edilmektedir.

Benzer durum çalışan erkekler için de geçerlidir. Sağlık Profesyonelleri Takip Çalışması’nın verilerine göre; batı tarzı bir beslenme, yeterli spor yapmamak ve aşırı kilolu olmak, erkeklerde tip 2 diyabet riskini arttırmaktadır.

Birçok klinik deneyinden edilen bilgiler, tip 2 diyabetin önlenebilir olduğunu desteklemektedir. Diyabet Engelleme Programı kan şekeri yüksek fakat diyabet sınırını geçmemiş kadın ve erkekler arasında, tip 2 diyabet gelişmeninde zayıflama ve daha fazla sporun etkisini incelemiştir. Zayıflayan, daha fazla spor yapan grup üyelerinin, 3 yıllık bir süre sonunda normal grup üyelerine göre %58 daha az diyabet olma olasılığı olduğu tespit edilmiştir. Daha sağlıklı yaşam, süresi dolduğunda bile bu olumlu etki devam etmektedir. 10 yıllık süreçte diyabet olma riski azalmıştır. Finlandiya ve Çin’de yapılan, zayıflama, spor ve sağlıklı beslenme araştırmaları da benzer sonuçlar vermiştir.

Diyabet Hastalığı İle İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar

Her gün gazetelerde, dergilerde ya da internet sitelerinde görmeye alıştığınız diyabet doğrularınız bazıları aslında yanlıştır. Diyabet hastası ve prediyabet hastası kişilerin, çevresindeki eş dost ve çalışma arkadaşlarının hastalık hakkında doğru bilgileri öğrenmeleri çok önemlidir.

Diyabet ile ilgili doğru sanılan yanlışlardan bazıları;

“Diyabet hastası kişiler spor yapmamalı”

Tamamen Yanlış!!! Spor yapmak herkes için olduğu gibi diyabet hastaları için de önemlidir. Spor yapmak, kilo kontrolü kalp damar sağlığı, moral bozukluğunun giderilmesi, kan şekerinin kontrol edilmesi ve stres sorunu azaltması gibi bir çok konuda yararlıdır. Ancak daha önce belirttiğimiz gibi; hastalar spor yapma konusunu doktorlarına danışmalılar.

“Tip 2 Diyabet hastaları şişman olur”

Tam olarak doğru değil. Aşırı kilolu ya da obez olmak diyabet hastası olma riskini arttıran faktörlerden bazılarıdır. Fakat obez kişilerin diyabet hastası olacağı kesin değildir. Tip 2 diyabet hastalarının birçoğu hiç aşırı kilolu olamıştır. Aynı şekilde aşırı kilolu insanların büyük çoğunluğu tip 2 diyabet hastası olmaz.

“Diyabet önemsiz bir rahatsızlıktır”

Diyabet hastalarının üçte ikisi kalp krizi ve felç sebebiyle erken ölmektedir. Diyabet hastası kişilerin yaşam süresi hasta olmayan kişilere göre 5 ila 10 yıl daha azdır. Diyabet ciddi bir hastalıktır.

“Çocuklar diyabetten kurtulabilir”

Doğru değil. Tip 1 diyabet hastası çocukların neredeyse hepsinin pankreasında insülin üreten beta hücreleri yok olmuştur. Tekrar oluşmaları mümkün değil. Tip 1 diyabet hastası çocuklar, bir tedavi bulunmadığı sürece ömürleri boyunca insülin iğnesi kullanmak zorundalar.

“Diyabet çok fazla şeker tüketmekten olur”

Doğru değil. Tip 1 diyabet hastası kişilerde vücudun savunma sistemi insülin üreten hücreleri yok ettiği için hastalık ortaya çıkmıştır. Yüksek kalorili bir beslenme, aşırı kilolu ya da obez olmaya neden olarak, tip 2 diyabete yakalanma riskini arttırır. Ayrıca ailede hasta olan kişiler varsa, hastalığa yakalanma riski daha fazladır.

“Kan şekerimin ne zaman yüksek ne zaman düşük olduğunu biliyorum”

Düşük ya da yüksek kan şekeri, yorgunluk, bitkinlik, aşırı susama gibi bazı belirtiler gösterir. Fakat bu belirtileri anlayabilmek için kan şekerinde değişim çok fazla olmalıdır. Kan şekeri seviyesini kesin olarak bilmenin tek yolu düzenli test yapmaktır. Kopengan Üniversitesi’nden araştırmacılar kan şekeri seviyesinde meydana gelen küçük değişikliklerin bile kalp hastalığı riskini arttırdığını belirtmektedir.

“Diyabet hastalarının diyetleri diğer insanların diyetlerinden farklıdır”

Diyabet hastaları için doktorların ve beslenme uzmanlarının tavsiye ettiği diyetler herkes için sağlıklıdır. Öğünler, sebze, meyve, tam tahıllar yönünden yüksek, tuz, şeker, doymuş ve trans yağlar yönünden düşük olmalıdır. Uzmanlar özel diyabet yiyecekleri almanın diğer sağlıklı yiyeceklerden farklı bir etki yaratmadığı için alınmasına gerek olmadını belirtmektedir.

“Diyabet hastaları ekmek, patates ve makarna yiyemez”

Diyabet hastası kişiler nişastalı yiyecekler yiyebilir. Fakat yediklerine dikkat etmeli ve porsiyonları normalden küçük tutmalıdırlar. Tam tahıllı nişastalı gıdalar hasta olmayan kişiler içinde daha iyidir.

“Diyabet hastalığı kişiden kişiye geçer”

DOĞRU DEĞİL. Kırılan bir kol gibi diyabette bulaşıcı değildir. Aileden genler vasıtasıyla geçer ve hastalığa yakalanma riskini arttırır.

“Tip 2 diyabet, yaşlılarda olur”

Artık her şey değişmektedir. Her gün daha fazla çocuk ve genç tip 2 diyabet hastası olmaktadır. Uzmanlar hastalık ile çocuklarda artış gösteren obezite oranı, sağlıksız beslenme ve yetersiz spor aktiviteleri arasında bağlantı olduğunu düşünmektedir.

“Diyabet hastaları çikolata ya da tatlı yiyemez”

Diyabet hastası kişiler de yeterli egzersiz ve sağlıklı bir beslenme ile birleştirerek çikolata ve tatlı tüketebilir.

“Diyabet hastaları grip ve benzer hastalıklara daha çok yakalanır”

Doğru şekilde kontrol edilen diyabet hastalığı ile diyabet hastaları da hasta olmayan kişilerle aynı risk grubundadır. Dikkat edilmesi gereken şey, soğuk algınlığı gibi bir hastalığa yakalandıklarında diyabet kontrolü yapmaları daha zordur.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

İletişim