Moon Knight Üçüncü Bölüm SPOILERLI İnceleme: Adamlar Gökyüzünü Döndürdüler!

Çarşamba günleri artık bizim için Disney-Marvel günü olmaya başladı farkında mısınız? Geçtiğimiz yıl başlayan dizi maratonu bu yıl da oldukça hızlı başladı ve Moon Knight bizi çok çabuk bir şekilde içine çekmeyi başardı. Artık her hafta bekleyecek yeni bir dizimiz oldu desek yalan söylemiş sayılmayız. Fakat işte toplamda altı bölüm olacak dizinin üçüncü bölümüne geldik çattık. Resmen sezonun yarısını bitirdik bile yahu! Neyse, daha fazla lafı uzatmayalım ve Moon Knight’ın “The Friendly Type” isimli üçüncü bölümünü spoilerlı olarak incelemeye başlayalım.

Bir önceki bölümde İngiltere sokaklarından Mısır çöllerine uzanan maceramız, bizi Ammet’in mezarının yanı başına getirdi. Marc Spector’un, bedenini Steven’dan devralmasının ardından bu bölüm aksiyon dozajı iyiden iyiye yükseldi. Fakat Marc, Steven ve Khonshu’nun arasında takas edilen bedeni bir başkası daha ele geçirdi gibi gözüküyor. Peki, kim bu gizemli kişilik?

Kimsin sen, çık dışarı çık!

Birkaç suçluyu sorgularken Marc’ın şiddet dozunu biraz fazla kaçırmasının ardından, Steven ve Marc arasında bedeni ele geçirmek için verdikleri savaş yeniden başladı. Fakat Marc bedeni yeniden kontrol etmeye başladığında, az önce sorguladığı suçluların feci şekilde yaralandığını fark ediyor. Her ne kadar bunun olacağına ihtimal vermese de tabii ki ilk aklına gelen Steven oluyor. Steven’ın da kendisine bu durumdan sorumlu olmadığını söylemesi üzerine Marc’ın da kafası tıpkı bizim gibi karışıyor.

Çizgi romanları okuyanlar için, Moon Knight ismini kullanarak sokaklarda adalet peşine Marc Spector’un üçüncü kişiliğini tahmin etmek zor değil. Steven Grant’in Marc’a finansal destek sağladığı ve Marc Spector’un, sokaklarda gezerek suçlular hakkında bilgi kazanmasına olanak sağlayan bu üçüncü kişiliğin adı Jack Lockey. Taksicilik yaparak sokaklarda fink atan ve sokakların nabzını tutan Jack, edindiği bilgileri Moon Knight’a dolayısıyla Marc Spector’a getiriyor, Marc da gerekeni yapıyor. Kısaca karakteri bu şekilde özetleyebiliriz sanırım.

Açıkçası ben bu zamana kadar Jack Lockey isminin dizide geçmemesine oldukça şaşırmıştım. Fakat Steven Grant de yaptıkları değişiklikler ve iki farklı kişiliğin bile hikâyeyi yeterince karmaşıklaştırdığını hesaba kattığımda, belki de Jack’in dizide hiçbir zaman olmayacağını düşündüm. Bu bölümde ise hem Steven’ın hem de Marc’ın, “bedenin” yaptıklarının sorumluluğunu üstüne almadıklarını görünce sonunda Jack de olaya dâhil oldu dedim. Tabii ki her zaman dizinin yapımcılarının şapkadan tavşan çıkarma ihtimalleri var ama bahsettiğimiz bu üçüncü kişilik çok büyük bir ihtimalle Jack çıkacaktır.

Khonshu’nun Oyunu

Benim bu bölüme en büyük itirazlarımdan bir tanesi kesinlikle Khonshu’nun söyledikleri ve yaptıkları arasındaki tutarsızlıklardı. Bölümün başında Marc’a, kostümün verdiği güçler olmadan Ammit’e karşı hiçbir şansı olmadığını açıkça vurgulayan Khonshu, Mısır Tanrılarınca uyarılmasına rağmen gökyüzüne müdahale ederek kendini resmen zorla hapsettirdi. Tamam, Marc’dan kendini kurtarmasını istedi istemesine fakat kostümü varken bile Arthur Harrow’la başa çıkamayan Marc’ın bunu nasıl yapacağını söylemedi. Biz de büyük bir merakla bekliyoruz.

Öte yandan sevgili dostlarım ben Marvel yapımlarındaki bu, “küçük hikâyeyle yetinmeme” durumuna yavaş yavaş sinir olmaya başladım. Bakın, Loki dizisinde bize tüm Marvel evreninin kaderini değiştirecek bir olay gösterdiler ve hepimiz büyük bir şoka uğradık. Bu olayın daha sonraki Marvel yapımlarında devam ettirileceğini düşünerek övgümüzü dile getirdik. Fakat ne yazık ki Marvel şimdiye kadar, Loki dizisinde anlatmaya başladığı hikâyeyi devam ettirmedi. Hâl böyle olunca da ben Moon Knight’ın bu haftaki bölümünde Khonshu’nun, gökyüzünü bir anda eliyle çevirme olayına sinir oldum.

Ya ne güzel bize Steven isimli bir müze görevlisinin başından geçen olayları anlatıyorsun ve yavaş yavaş hikâyeyi genişletiyorsun. Biz de diziyi izlerken hiçbir noktada “Bunlar olurken Avengers nerede?” diye düşünmüyoruz. Çünkü bu zamana kadar olanlar gerçekten Avengers’ın gözünden kaçabilecek olaylar. Fakat Khonshu ile Steven’ın ellerini gökyüzüne kaldırarak bütün bir gökyüzünü döndürmesi kesinlikle gözden kaçabilecek bir olay değil. Ben ilk başta bunun sadece Khonshu, Steven ve Layla tarafından görüldüğünü düşünüyordum fakat tüm Mısır halkının bu olayı izlemesi, benim düşüncelerimin yersin olduğunu gösterdi. Valla şu an Marc’ın hikâyesi falan geri planda kaldı. Ben, bütün dünya bu olaya nasıl tepki verdi, onu merak ediyorum. Hayır bir de umarım Khonshu sadece yıldızların “görüntüsünü” çevirmiştir. Eğer gerçekten yıldızların konumlarını binlerce yıl öncesine geri döndürdüyse yaşanan Thanos’dan bile daha büyük bir yıkıma sebep olmuş olabilir…

Tanrılar da işin içinde…

Moon Knight dizisi, üçüncü bölüm özelinde çok ince bir çizgi üzerinde yürüdü bence. Birçok konu, biz tam büyük itirazlar yapmaya hazırlanırken çözüme kavuştu. Bunlardan en büyüğü Arthur Harrow’un çıkarıldığı ilahi mahkemeydi benim için. Arthur’un söylediği yalanlarla, koskoca bilge Mısır Tanrıları’nı nasıl kandırdığını merak edip ağız dolusu şikâyetler etmeye hazırlanırken bölümün sonunda Osiris’in avatarıyla Arthur’u konuşurken görünce içime su serpildi. Artık Arthur’un yargılandığı mahkemenin tamamen bir tiyatro oyunundan ibaret olduğunu ve Osiris ile Ammit’in birlikte çalıştığını söyleyebiliriz.

Şimdilik Osiris’in, Ammit’in serbest kalmasından ne gibi bir fayda sağladığını, birbirinden farklı amaçlar güden bu iki farklı varlığın neden yan yana savaştığını bilmiyoruz. Fakat ümit ediyoruz ki kısa bir sürede öğreneceğiz.

Bu ne oyunculuktur be kardeşim!

Valla dizi başladı başlayalı; karakteri, prodüksiyonu, hikâye tercihlerini ve aksiyon sahnelerini konuşuyoruz ama Oscar Isaac ile Ethan Hawke’ın performansını yeterince övemiyoruz gibime geliyor. Tek bir bedendeki farklı kimlik çatışmalarını şimdiye kadar harika bir şekilde seyirciye aktarmayı başaran Oscar Isaac’e diyecek hiçbir söz yok. Fakat öte yandan sakinliğiyle şimdiye kadar gördüğümüz en havalı MCU kötülerinden biri hâline gelen Ethan Hawke‘a da ayrı bir parantez açmamız gerekiyor. Her ikisi de rollerinin hakkını fazlasıyla veriyorlar.

Siz Moon Knight dizisinin üçüncü bölümünü nasıl buldunuz sevgili geekler? Sizi etkilemeye devam ediyor mu yoksa ilk iki bölümdeki heyecan kalmadı mı? Osiris ve Ammit neden işbirliği yapıyorlar? Arthur Harrow’un bu işten çıkarı ne? Ve tabii ki en önemli soru, sizce Khonshu gerçekten gökyüzünü döndürdü mü? Yorumlarınızı ve teorileriniz bekliyoruz.


https://ift.tt/axj9rtA
Geekyapar!
https://ift.tt/Ew2Ydz1

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

İletişim