Şimdi size “Marvel Cinematic Universe’ün en güzel filmi hangisi?” diye soracak olsam bir sonuca kavuşmayan, uzun tartışmaların içerisinde buluruz kendimizi. Fakat eğer “Marvel’ın en kötü filmleri” listesi yapmak istesek, hepimiz takım elbiselerimizi giyer, kendimize içecek bir şeyler alır, büyük bir saygı ve anlayış çerçevesi içerisinde listenin en başına ilk iki Thor filmini yazardık. Bu değişmez bir gerçek… Her ne kadar seri, Thor: Ragnarok filmiyle birlikte tamamen kabuk değiştirip birçok insana göre artık başarılı olmuş olsa, bu başarıyı devam ettirip ettirmeyeceği büyük bir merak konusuydu. Bugün ise artık meraklarımızı giderme zamanı geldi ve Thor: Love and Thunder filminden ilk fragman yayınlandı!
Öncelikle peşin peşin söyleyeyim, ben Thor: Ragnarok filmini sizin kadar beğenmedim. Biliyorum biliyorum, gerek renk paletiyle olsun gerek müzikleriyle gerekse Thor’un karakter gelişimiyle oldukça eli yüzü düzgün bir filmdi. Fakat ben, çizgi romanlardaki Ragnarok havasını alamadığım için bir türlü sevemedim bu filmi. Yine de Love and Thunder filminden gelen fragmanın neredeyse beni bile heyecanlandırdığını söyleyebilirim. Neredeyse…
Fragmanımız muhteşem bir biçimde açılıyor. Çocukluk hâliyle koşan Thor’un bir ağacı geçtikten sonra çizgi romanlarda gördüğümüz “Klasik Thor” elbisesine bürünerek koşmaya devam etmesini izliyoruz. Ateşler içerisinden geçen Thor’un, Infinity War ve End Game’de kendisine fazlasıyla iyi bir şekilde hizmet eden Stormbreaker’ı toprağa gömüp, tüm yaşananları arkasında bıraktığını seyrediyoruz. Hafif hafif Sweet Child O’Mine çalıyor ve Thor “Kendi huzurumu bulmalıyım” diyerek gözlerini açıyor. Muhteşem, tek kelimeyle muhteşem bir fragman açılışı.
Aslında bu muhteşemlik neredeyse fragmanın sonuna kadar gidiyor. Fakat Valkyrie’nin Dünya’da bulunan bir meclis binası içinde takım elbise gitmiş bir şekilde toplantıya katıldığı, “Welcome to the New Asgard” tabelasının gözümüze sokulduğu, Thor’un absürt bir şekilde Guardians of the Galaxy ekibinin istenmeyen yancısı hâline geldiği sahneleri izledikçe bunun yine benim sevebileceğim tarzda bir Marvel yapımı olmayacağını düşünmeye başladım. Öte yandan fragmanda gösterilmeyen detaylar, beni filme karşı çok daha fazla heyecanlandırdı.
Bildiğiniz gibi Thor: Love and Thunder filminin oyuncu kadrosunda bulunan Christian Bale, Gorr the God Butcher karakterine hayat verecek. Bütün ömrünü tanrıları bulup onları yok etmeye adayan bu karakterimiz, Thor’un en zorlu düşmanlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Öyle ki kendisini yenmek için tek bir Thor yetmiyor, Thor’lar bir araya geliyor. Fakat şimdilik bundan bahsetmeyeceğiz. Fragmanda Thor, evren evren gezerken başka tanrılara denk geliyor, Russell Crowe‘un canlandırdığı Zeus’un huzuruna çıkıyor hatta bu tanrılardan bir tanesinin cesediyle karşılaşıyor. Her ne kadar bugün gelen tanıtım videosu oldukça pozitif bir hava sergilese de bana göre Thor: Love and Thunder, bize gösterdiğinden çok daha karamsar bir hava taşıyor.
Gelelim fragmanın sonuna. İlk iki Thor filminde Jane Foster olarak karşımıza çıkan, daha sonra “Bir daha süper kahraman filmi mi tövbeler olsun” diyerek büyük yeminler eden, son olarak da ettiği bu yeminleri bozarak üçüncü kez Thor filmine konuk olan Natalia Portman’ı elinde Mjolnir’i tutarken görüyoruz. Tam olarak neden ve nasıl oldu da Natalia Portman, Mighty Thor olarak karşımıza çıktı bunu bilmiyoruz. Fakat az önce söylediğim gibi Gorr The Godbutcher’ı yenmek için Thor’un yardıma ihtiyacı olacak ve bu ihtiyaca cevap verenlerden biri de Mighty Thor olacak gibi gözüküyor.
Benim fragman hakkındaki yorum, görüş ve teorilerim bunlar. Fakat hepimiz biliyoruz ki burada sizin yorumlarınız daha önemli. Siz nasıl buldunuz sevgili geekler 8 Temmuz’da sinemalarda izleyeceğimiz Thor: Love and Thunder fragmanını? Coştunuz mu yoksa siz de benim gibi temkinli misiniz? Yorumlarınızı bekliyoruz.
https://ift.tt/8NrHCk6
Geekyapar!
https://ift.tt/QDmKlY2